11 Ekim 2009 Pazar

Zaman Yolcusunun Karısı

Amerika'da bir yıldan uzun süredir Amazon'un en çok satanlar listesinden düşmeyen ve Amazon editörlerinin 2004 yılının en iyi kitabı seçtiği 'Zaman Yolcusunun Karısı', çok katmanlı bir roman. Dokunaklı bir aşk hikayesini; gerçekçi karakter çözümlemelerinden vazgeçmeden, ilginç bir bilimkurgu dünyasına oturtan bu kitap için, 'son yılların en güzel aşk hikayesi' diyebiliriz.

'Artık aşk hikayeleri yazılmıyor diyenlere, 'Zaman Yolcusunun Karısı'nı ısrarla öneririm. Baş döndürecek kadar romantik olmasının yanında, hayran olunacak bir yaratıcılık ve ustalıkla işlenmiş büyüleyici bir roman'

- Scott Turow

'Bu kitap ürkütücü bir şekilde kusursuz'

- Scotland on Sunday

'Nifenegger büyük bir içtenlik ve cesaretle, kendi zaman tünelindeki aynalarla oynuyor.'

- The New Yorker

(Tanıtım Yazısı'ndan)


Henry De Tamble, yakisikli bir kütüphanecidir. 'Chrono Displacement disorder' hastaligindan muzdariptir. Iradesi disinda ortadan kaybolur ve zamanda gecmisine ve gelecegine yolculuk yapar. Annesini kücük yasda bir kazada kaybetmisdir. Babasi kazadan sonra kendini alkole vermis ve oglundan uzaklasmisdir. Claire güzel bir heykeltirastir. Tanistiklarinda Claire 6 henry 36 yasindadir. Ikisi gercek zamanlarinda tekrar karsilasincaya kadar Henry Claire'i kücük bir cocuk, delikanli yasli bir adam olarak ziyaret eder. O'nun koruyucusu, arkadasi, sevgilisi ve en sonunda kocasi olur.
Kitap, Henry ve Claire'in anlattigi bölümlerden olusuyor. Her bölümün basinda kac yasinda olduklari belirtiriliyor. Evlendikleri ana kadar gecen sürede eglenceli, heyecanli, sasirtici anlatimlar yer aliyor. Ancak kitabin sonuna dogru hikaye acilasir, acimasizlasir. Henry gecmis ve gelecek arasinda gelip giderken Claire icin zaman durur sanki...

Son derecede basarili ve orjinal bir roman. Güzel ve farkli bir ask romani olmasinin yani sira bence cok dikkatli kurgulanmis olmasiyla öne cikiyor. Henüz okumamis olanlari uzun ve keyifli bir okuma bekliyor

1 Ekim 2009 Perşembe

BİLGİSAYARIN TARİHÇESİ...

İnsanlığın ilk günlerinden beri hesap yapmaya her daim ihtiyaç duyulmuştur. İlk insanlarda hesaplama; varlıkları başka bir grubun elemanlarıyla eşleştirme yapılarak yapılmıştır. Örnek olarak "Bir sürüdeki koyunları çakıl taşları temsil ediyordu ve bu taşlar bir torbada saklanıyordu. Bir koyun eksilirse bu çakıl taşlardan taş çıkarılıyordu, ya da taş ekleniyordu."


İnsanların hesaplama yöntemi ilk defa Abaküsle düzenlenmiştir. Böylece, Pozisyona bağlı sayı gösterimine başlandı.


İşlemler sembolik gösterimlerle ifade edildikten sonra Papirüs denen kağıtlar ve hayvan derileri depolama aracı olmuştur.


Başta Taşkentli alim Muhammed İbni Musa el Harezmi olmak üzere bazı isimler bilgisayar ve parçalarını bir araya getirmiştir. Günümüzdeki adını El Harezmiden almıştır.


Algoritma bilgisayar programının alt adımlarının gösterimidir.


1642’de Blaise Pascal eldeki toplama yapan oyuklu makine geliştirdi. 1673’de Gattfried Leibniz çarpma yapan makine geliştirdi.


1801’de Jasoph - Marie Tacguard otomatik dokuma tezgahı icat etti. Bu makine, insan yerine makine kullanımına geçtiği için Fransa’da isyana neden oldu.


1802 yılında Charles Bobboge çalışmaları yetersiz buldu ve Fark Makinesini icat etti. Bu makine için İngiliz Hükümetinden yardım istediği için tarihe geçti.


1833’te ise Bobbege Analitik makineyi icat etti. Bu yüzden Babbage’a “Bilgisayarın Babası” dendi.
1925’te Vannevar Bush integral ve diferansiyel alabilen bir analiz makinesi icat etti. 1930’da nihayet dünyanın en büyük hesaplama aygıtı yapıldı. 1935’te Alman Konrad Zuse elektrikli ikili tabanda işlem yapan Z-1 adlı bilgisayarı geliştirdi. 1938’de Z2 tasarlandı. Konrod 2. Dünya savaşından sonra Zürih üniversitesinde Z-4 adlı bilgisayarı geliştirdi.


2. Dünya Savaşı boyunca uçaksAvarlar için bilgisayara ihtiyaç duyuldu.


İlk geniş ölçekli otomatik, elektromekanik bilgisayar Howard Aiku ve Messrs tarafından 1944’te gerçekleştirilen MARK I’dır.


1943’te başlanan ENIAL bilgisayarı değişik üniteleri bağlayan, programlanabilen, paralel hesaplama yapan dev bilgisayardır.


1947’de transistör icat edildi.


Transistör bilgisayara güvenilirlik ve hız getirdiğinden bir devrim oldu.


1960’da Gene amdahl kesirli sayılarda işlem yapan, ilk TİCARİ BİLGİSAYARI yaptı.


1957’ye kadar bilgisayarda bellekler kısaydı. 1957’de RAMAL hard diske sahip ilk bilgisayarı üretti.


1958’de elektronik dönem tam anlamıyla başladı.


Uzun yıllar süren çalışmalardan sonra General Electric Firması, bankacılık işlemlerini son derce kolaylaştıran 32 ERMA adlı bilgisayarı geliştirdi. İlk defa bir bankacılık otomasyonu gerçekleşmişti. Bu olay, daha sonra bankamatikler ve elektronik kişisel bankacılık gibi modern teknolojiler için ilk adım niteliğindeydi.


Ticaret ve işletme sektörlerinin ihtiyacı olan programların yazılması için FORTRAN gibi matematiksel amaçlı geliştirilmiş bir dilin kullanılamayacağı, bunun yerine doğal dile yakın komut ifadeleri olan programlama dillerinin daha kullanışlı olacağı düşüncesiyle 1952 yılından itibaren çalışan Grace Murray Hopper 1960 yılında iş hayatı için gerekli programların yazımı için kullanılabilecek FLOWMATIC adlı programlama dilini üretti. Aynı yıl IBM firması da COMMERCIAL TRANSLATOR (Ticari Çevirmen) adlı bir programlama dilini satışa sundu.


1950’li yıllarda bilgisayarlar için yazılan işletim sistemleri programların hızlı bir biçimde sonlanmasını temel ilke olarak alıyor, kullanıcı için hiçbir kolaylık öngörmüyordu. 1961 yılında ilk interaktif (etkileşimli) işletim sistemi olan CTSS (Compatible Time Sharing System), Fernando Corbato tarafından IBM 7090/94 serisi bilgisayarlar için geliştirildi. Bu işletim sistemi, Stibitz’in geliştirdiği uzaktan kumandalı silahlar sayılmazsa, uzaktan erişimi sağlayan ilk bilgisayarların piyasada boy göstermesini sağlamış oldu.
IBM, 1964 yılında ilk geniş ölçekli ve gerçek zamanlı rezervasyon sistemini, Amerikan Havayolları için gerçekleştirdi. Aynı yılın 7 Nisan’ında yine IBM, bilgisayar alanında yeni bir dönemin başlamasını sağlayan, IBM uyumlu bilgisayar ailesinin ilk ferdi olan System/360 adlı makineyi piyasaya sundu. Aynı yıl içinde BASIC programlama dili, John Kemeny ve Tom Kurtz tarafından geliştirildi.


Pek çok firma daha büyük ve daha hızlı bilgisayarlar üretmeye çalışırken, Digital Equipment Şirketi, ilk gerçek minibilgisayar olan PDP-8 adlı bilgisayarı geliştirdi. PDP-8’in küçük bir komut seti, ilkel bir mikroprogramlama dili ve harika bir arayüz yeteneği vardı. Bu yüzden, bu bilgisayarlar, telefon hatlarını kullanarak proses kontrol yapabilen çok kullanıcılı sistemler olarak kullanılmıştır. Aynı yıl içinde MIT ile AT&T Bell Laboratuvarları’nın ortak çalışması sonucu, genel amaçlı, ortak bellekli ve çok kullanıcılı bilgisayarlar olan GE 600 seris ilk makine üretilmiştir.


Fairchild Firması’nın 1961 yılında ilk silikon tabanlı entegre devreleri piyasaya sunmasından yaklaşık 7 yıl sonra, 1967 yılında o teknoloji kullanılarak üretilen üçüncü kuşak bilgisayarlar ortaya çıkmaya başladı.


1969 yılında, internete atalık yapacak olan ARPA net çalışmalarına askeri haber alma amacıyla başlandı. Aynı yıl içinde Rıtchie ve Thompson, günümüzün vazgeçilmez işletim sistemlerinden UNIX üzerine çalışmaya başladı.


1971 yılında ortaya çıkan iki önemli ürün, kişisel bilgisayar döneminin başlamasına öncülük etti. Bu ürünler, ticari olarak piyasaya sürülen mikroişlemciler ile floppy disketlerdi. Intel Firmasının hesap makinelerinde kullanılmak üzere Japon Busicom Firması için ürettiği 4004 mikroişlemcisi ve IBM mühendislerinden Alan Shugart’ın ürettiği 8 inch floppy disket kişisel bilgisayar çağının başlamasına neden olan gelişmeler olmuştur.


1972 yılında ilk kişisel bilgisayar olan MITS 816 üretilmiştir. Bu bilgisayarın ne ekranı, ne klavyesi vardı. Fakat meraklı amatörler için son derece ilgi çekiciydi. Aynı yıl içinde, NASA bilgisayar kontrolü ilk uzay uçusu gerçekleştirdi.


1974 yılında Intel, trafik ışıklarının kontrolü için 8080 mikroişlemcisini üretti. Bu işlemci daha sonra Altair adlı bilgisayarda kullanıldı. Intel’e rakip olarak ortaya çıkan Zilog firması Z80 mikroişlemcisini üretti. Gary Kildall, bilgisayar mimarisinden bağımsız olarak her platformda çalışabilen CP/M adlı işletim sistemini yazdı. Aynı yıl içinde, ilk ATM (bankamatik)’ler kullanılmaya başlandı.


1975 yılında 375 dolara satılan, klavyesiz ve ekransız ALtair 8800 adlı bilgisayar üretildi. Microsoft firmasının kurucusu Bill Gates ile Paul Allen, bu bilgisayar için bir BASIC derleyicisi yazdılar. Bu yıl içinde, IBM firması 5100 adlı ilk kişisel bilgisayarını üretti. Seymour Cray, Cray I adını verdiği ve bugün de hala vazgeçilmez süper bilgisayarlar olan Cray’lerin ilkini tasarladı.


1976 yılında, ekran ve klavyeye sahip bilgisayar olan Apple II adlı bilgisayar, Steve Jobs ve Steve Wozniak tarafından üretildi. Apple II, kıa sürede ortaokullara ve liselere girdi ve ilk “bilgisayar” derslerinde kullanılmaya başlandı.


1978 yılında, Daniel Bricklin ve Bob Fransston tarafından yazılan Visicale, günümüzde kullandığımız Excel gibi gelişmiş yazılımlara öncülük yapacak tablolama programı olarak ortaya çıktı. 1979 yılında is eMicropro International Firması ilk kelime işlem programı olan Wordstar’ı piyasaya sürdü.


1981 yılında, Microsoft firmasıyla anlaşan IBM önceki makinelerinde kullandığı işletim sistemi olan CP/M’in yerine DOS işletim sistemini yazdırarak, bu yeni işletim sistemi kullanan IBM PC’yi üretti. Aynı yıl Commodore firması VIC-20’yi üreterek, 1 milyon adet satmayı başardı.


1982 yılından itibarin bilgisayarlar film sektöründe kullanılmaya başlandı. Disney Stüdyoları’nda yapımı gerçekleştirilen Tron adlı filmin tüm karakterleri bilgisayar tarafından canlandırılmış ve özel efektler bilgisayar aracılığıyla üretilmişti.


1983 yılında Mitch Kapor, Lotus 1-2-3 adlı tablolama programını yazarak Visicalc’in elinden liderliği aldı. 1978 yılında, Amerikan Savunma Bakanlığı’nın çalışmalarına başladığı “modern” yüksek seviyeli bir programlama dili geliştirme çalışmaları bu yıl içinde tamamlandı. Bu yeni dile “ADA” ismi verildi.


1986 yılında, Intel Firması 1980’de ürettiği 80806 işlemciler ve 1994 yılında ürettiği Pentium işlemciler arasında bir geçiş olarak nitelendirebileceğimiz 80386 mikroişlemcisini üretti. Aynı yıl içinde süperbilgisayarlarda da çok önemli gelişmeler yaşandı. CRAY X-MP adlı 4 paralel mikroişlemcili bilgisayar saniyede 713 milyon kesirli sayı işlemi yapabiliyordu. İlk süper bilgisayar olan IBM STRETCH ise saniyede 5 bin kesirli sayı işlemi yapıyordu.


1990’lı yıllara geldiğimizde ise, 10 yıl öncesinin süper bilgisayarlarında kullanılan mikroişlemcilerin gücüne sahip işlemcilerin kişisel bilgisayarlarda kullanılmaya başlandığını görüyoruz. Yaygın olarak genellikle Intel’in Pentium serisi mikroişlemcilerini içeren bu bilgisayarlar ile yüksek hız gerektiren grafik programları, gelişmiş görsel programlar ve ses ile görüntü ağırlıklı çokluortam (multimedya) programları oldukça iyi performanslarla çalıştırılabilmektedir. Yaptıkları işleme göre fiyatları oldukça tatminkar olan bu bilgisayarlar, hemen her alanda kullanılmaktadır.

27 Eylül 2009 Pazar

Erkek ve Kadın yorumları ....

Erkek 38 İstanbul
Karımla alışveriş merkezinde dolaşırken birden önümüzden inanılmaz güzel bir kadın geçti. Nasıl oldu ben de anlamadım ama ilk defa bir kadına bu derece kilitlendim. Bu durumun farkında olan karımın şu sözleri ile kendime geldim. "Bakma faslın bittiyse kavgaya geçeceğim!"


Erkek 30 İzmir
Nişanlıyken karımla iddiaya girmiştik. Evlendikten sonra ilk kim "Bu gece olmaz" derse tüm evliliğimiz boyunca ütüyü o yapacaktı. Centilmenliğimi göstermek için iddia sonuçlanana kadar ütüyü yapmayı kabul ettim. Altı senelik evliyiz ütüyü hala ben yapıyorum. Bu güzel kadın ya bana gerçekten çok aşık ya da ütü yapmaktan hakikaten ne fret ediyor.

Kadın 40 Çanakkale
Ateşli bir gecenin sonunda omuzunda yatarken soruyorum "Beni seviyor musun?" diye. Magmalara gelesice kocamdan cevap geliyor. "Sevdik ya!"

Erkek 28 İstanbul
Hani benim gönlüm sarhoştu yıldızların altında? Hani sevişmek ahh ne hoştu yıldızların altında? Şarkıda kimse polisten bahsetmemişti...

Erkek 25 İstanbul
Ülkemizde kişi başı milli gelir 10.000$'a yaklaşmış. Benim cebimde 10 YTL var. Kim hakkımı yiyorsa haram olsun!

Kadın 34 İstanbul
Dün haberlerde çıkan tekstil sektörünün krize girmesine kocamın yorumu: "Bak bir aydır alışveriş yapmıyorsun tekstil krize girmiş!"

Kadın 34 İstanbul
"Seviyor musun?" dedim "Seviyorum." dedi. "Ne kadar?" dedim "Çok." dedi. "Ne kadar çok?" dedim. "Her akşam eve gelip dırdırını çekecek kadar çok..." dedi. Sustum...

Kadın 23 İstanbul
Ramazanda cemaat toplanmış teravihde. Ufaklığın teki de annesinin peş ine takılmış gelmiş. Namaz kılınırken sessiz sessiz olanları izleyen çocuğun dudaklarından hayal gücünü ortaya koyan şu cümleler dökülüyor. ''Yatın kölelerim! Kalkın kölelerim! Yatın kölelerim! Kalkın kölelerim!'' Cemaat uzun süre secdeden kalkamadı tabi...


Kadın 26 Sinop
Duştayım. Birden elektrikler kesiliyor. Hemen kapıyı açıp anneme bağırıyorum. "Anneee konuş benimle; korkuyorum!" Annem başlıyor konuşmaya. "Bu gece de rüyamda dedeni gördüm. Mezarının başına gitmişim 'Baba ben geldim; kalk!' diyorum; o da mezardan çıkıyor; başlıyoruz konuşmaya..." Ben korkudan ağlamaya başlıyorum; annem gülmekten çatlıyor.

Kadın 23 Ankara
Eski erkek arkadaşımla kahvaltı ediyoruz. Onda kalan ve hatıra olarak sakladığı küpeleri isteyip istemediğimi soruyor "Gerek yok." diyorum. Bunun üstüne bana dönüp bilmiş bilmiş "Vermeyecektim de nezaketen sordum." diyor. Aradan 10 dakika geçiyor bu sefer ben ona sokuluyorum ve gözlerinin içine bakarak en ¤¤¤¤i sesimle "Beni ister miydin?" d iyorum. Gözleri parlıyor ve "Tabii ki evet." diyor. Bunun üstüne ben önüme dönüyorum ve "Vermeyecektim de nezaketen sordum." diyorum. İntikam biz kadınları gerçekten güzelleştiriyor.

Kadın 26 Ankara
Şiddetli kavgamız sırasında "Gidiyorum ben bitti!" dediğimde "Dönerken mutfaktan su getir sana laf anlatacağım diye boğazım kurudu!" diyen kocamı huzurlarınızda yılın kozalağı seçiyorum.

Kadın 24 İstanbul
Lacivert ceketi gri pantolonu kahverengi ayakkabısı ve siyah kemerini bir arada giyen babama annemin yorumu: "Toplama bilgisayar gibi olmuşsun!"

Erkek 37 İstanbul
Bir alkış da Sema ismindeki sevgilisine doğum gününde ''Semaver'' hediye eden arkadaşıma gelsin lütfen.

Kadın 22 Ankara
Yolda yürürken güneş gözlüklü kulaklıklı bir tipin bana baktığını fark ettim. Tam yanından geçerken "Gözlük var diye baktığını fark etmediğimi mi sanıyorsun?" dedim. Gülerek "Kulaklık var diye duymadığımı mı sanıyorsun?" dedi. Herkes hazır cevap olmuş canım...

Kadın 25 İstanbul
Otobüse bindim her yer dolu arkaya doğru ilerledim bir koltuktan tutundum ayakta duruyorum. Hemen önümde oturan 20'li yaşlara yaklaşmakta olduğunu tahmin ettiğim genç "Oturmaz mısınız?" dedi hani kalk ayım da oturun anlamında "Gerek yok teşekkür ederim böyle iyi." dedim. Kalktı ve "Buyrun oturun." dedi "Teşekkürler iyi böyle." dedim "Huysuzluk etme otur dedik otur işte!" dedi ne yapayım oturdum ben de.

Erkek 28 İstanbul
Sıkış tepiş halk otobüsünde ayaktayım. Arkalardan bir ses duyuyorum. "Biraz uzak durur musunuz beyefendi!" Kafalar o yöne çeviriliyor adam cevap veriyor. "Saçmalamayın hanımefendi aramızda 5 metre var!" Kadın bombayı patlatıyor: "Ama hissettim onu!"

Erkek 23 Antalya
Bir alkış da sınava giderken 1 GB'lık flash disc'e Kur-an'ı Kerim ve dualar atan sonra da boynuna asan ve cevşen niyetine kullanan kardeşime gelsin.


Kadın 31 İstanbul
Haftasonu babasıyla gezmek için süslenmeyi abartan oğluma "Oğlum çapkınlık mı yapacaksınız?" diye sordum. Oğlum tüm sempatikliğiyle cevap verdi; "Evet anne babam da bakıyor kızlara ben de. Ama senin kadar güzelini görmedik!"

26 Eylül 2009 Cumartesi

Windows Vista işletim sitemlerinde aero etkinleştirme...

Windows Vista Aero arabirimi doğrudan açılmayabiliyor. Vista kurulumunun sonunda yapılan performans testlerinin sonucuna göre bu karar alınıyor. Mesela 512 MB belleğiniz varsa, ekran kartınız desteklese bile Aero açılmayabilir. Bu durumda Aero arayüzünü elle açmanız gerekiyor. Şimdi aero etkinleştirme için ayarları yapalım.

Aero arayüzünü çalıştıracağız.
1. Başlat küresinden “All Programs(Tüm Programlar) >> Accesories(Donatılar)” yolunu takip edip, “Command Prompt(Komut İstemi)” girdisine sağ tuşla tıklayın ve açılan menüde “Run as Administrator(Yönetici Olarak Çalıştır)” seçin.

2. Komut satırında “regedit” yazarak, kayıt defteri düzenleyicisini çağırın.

3. Buradan “HKEY_CURRENT_USER / Software / Microsoft / Windows/ DWM” girdisine ilerleyin.

4. Composition anahtarını çift tıklayıp 1 değerini girin.

5. Composition Policy anahtarını çift tıklayıp 2 değerini girin.

6. Kayıt defterinden çıkın ve komut satırında “net stop uxsms” komutunu çalıştırın.

7. “net start uxsms” komutuyla servisi tekrar çalıştırın.

Dikkat :
Windows Vista Aero Masaüstü Özelliği Wİndows Vista Home Basic İşletim Sisteminde Bulunmamaktadır. (sadece görüntü seçeneği ortaya çıkıyor ama etkinleşme olmuyor)
Özelliğin Bulunduğu İşletim Sistemleri :

Windows Vista Home Premium
Windows Vista Business
Windows Vista Ultimate

25 Eylül 2009 Cuma

Zamanda Yolculuk...

Zamanda yolculuk,

zamanda geçmişe ya da geleceğe yolculuk yapabilme kuramıdır. Zaman'ın doğası henüz tam anlaşılamadığından, zamanda yolculuk şimdilik bilim kurgu'nun egemenliğindedir.

Zamanda ileriye yolculuk:

Ortak zaman ileri doğru akmaktadır.
Einstein fiziğine göre bir cisim hızlandıkça, zamanı genişler.
Zaman genişlemesi, cisim için zamanın daha yavaş akmasıdır. Cisim hızlandıkça zamanda ileri gitmektedir. Örneğin, ikiz kardeşlerden biri ışık hızına yaklaşabilen bir roketle yolculuğa çıkıp geri döndüğünde dünyada bıraktığı kardeşini kendinden daha yaşlı bulur.

Bunun teoriden öteye götürebilme mantığı ikna ile mümkündür, şöyle ki: Işık hızından daha hızlı bir alet olmuş olsa da gökyüzünde bir ışık kaynağını hedef seçilmiş olunsa da yola çıkılsa o kaynaktaki yıldızın milyonlarca yıl önce göndermiş olduğu ışığı yakalanabilirdi. Dolayısı ile ışık kaynağı kaçacak ve zaman yolcusu uzay boşluğunda ışık kaynağının gerçek yerini bulmak için dolanacaktı. Bu da ışığın kaynağı olan yıldızın sonunu görmesine neden olacaktı.

Zamanda geriye yolculuk:


Bunu günümüz fiziği tam olarak çözememiştir.
Zamanın doğrusal olmadığı, ve hatta farklı boyutları olduğu ileri sürülmektedir.
Yani ileri, geri'nin dışında sağa, sola, yukarı aşağı gibi zaman yönleri ve paralel uzay zamanlarının da varlığı olası görülmektedir.

Bazı fizikçiler olay dağılımlarının çok yönlü olduğunu ve bugün oluşan bir şeyin geçmişi değiştirebileceğini iddia etmektedirler.

Ayrıca zamanda geriye doğru yapılacak bir yolculuk zaman paradoksları oluşturabilir. (Anne ve Büyükbaba Paradoksu gibi) Fakat bu paradokslar paralel evrenler teorisi ile çözülebilir.


Zaman Yolculuğu ile ilgili Bilim-Kurgu Filmleri

Bu konuyla ilgili 1985 yılında Amerika'nın California eyaletinde Geleceğe Dönüş isimli bir bilim-kurgu filmi çekilmiştir. Filmde Marty, Doktor Brown'un icat ettiği zaman makinesi ile 1955 yılına gider ve zamanda değişikler yaratır. Böylece yeni kuantum evrenleri oluşur ama eskisine dönemez. Ortaya çıkan çok farklı bir boyutla karşılaşılması ile zamanda geriye yolculuğun geleceği değiştirme olasılığına dikkat çekilmek istenmiştir.Ayrıca bu filmde geleceğe gitmekden de bahsedilmektedir.


Bunun dışında zamanda yolculukla ilgili çekilen filmler geri veya ileri zamanla ilgili değişik temalar işlemeye çalışmışlardır. En dikkat çeken filmlerden biri de Zaman Polisi filmidir. İcat edilen zamanda yolculuk teknolojisini devlet eliyle kullanan polis teşkilatının geçmişe giderek işlenen suçları önleme teması üzerine çekilmiş bir filmdir.

Güneş sistemi gezegenlere bakış 2

Yeni Keşfedilen Gökcisimlerinin Büyüklüğü
Yörüngelerini hesaplamaktaki zorluk kadar, çok uzaktaki bu küçük gezegenlerin ne kadar büyük olduklarını saptamak da son derece çetrefil bir iştir. Önce gökcisminin termal teleskoplarla resmi çekilir. Bu teleskoplar 30 metre çapındaki devasa boyutta aletlerdir. Alınan resimlerden cismin yüzeyindeki ısı miktarı hesaplanarak büyüklüğü hakkında yaklaşık bir tahminde bulunulur. Bu resimlerde gökcisimlerinin rastgele serpiştirilmiş noktalar gibi göründüklerini düşünürseniz, sonuçta ne kadar sağlıklı bir tahmin yapılabileceğini de kestirebilirsiniz. Kuiper Kuşağı'na ait daha önceden keşfedilen gökcisimleriyle ilgili birden fazla hesaplama raporları yayınlandı. Bunların hepsinde de farklı sonuçlar ortaya çıktı. Ancak, sonuçların üç aşağı beş yukarı birbirini doğrular nitelikte olduğunu da unutmayalım.

Kısacası, bu uzak gökcisimlerinin büyüklüklerini saptamak için bugün elimizde termal yöntemden daha etkili başka bir yöntem yok. Ama, bu yöntemde cisim ne kadar uzak ve çapı da ne kadar küçük ise yanılgı payı da o ölçüde artıyor. Aslında, yakın komşumuz Ay'ın çapını hesaplarken laser ışınlarıyla birkaç metrelik hata ile çok hassas ölçümler yapabiliyoruz. Ama, iş çok uzaktaki küçük gökcisimlerine gelince durum değişiyor.


şimdi sırası ile güneş sistemimizi sıralayalım...

GÜNEŞ - Merkür - Venüs - Yer - Mars - (Asteroitler) - Jüpiter - Satürn - Uranüs - Neptün - Plüton - (KUİPER kuşağı yeni bulunan sedna ve diğer gezegensi ve kayalar kuşağı) - Oort Bulutu (belki bununda ötesi var...)

Burası çok önemli Güneş sistemi gezegenler den sonra uydu astroid kuyrukluyıldız vs. çok daha dış bölümlerde Oort bulutu adı verilern bir bulutla kaplı bu bulutun küre biçimde olduğu ve güneş sistemimizi çepe çevre sardığı var sayılmaktadır bende bu görüşe katılıyorum ve eğer bu durum yüzde yüz ispatlandığında artık her yıldız sisteminin küresel bir yapısı olduğuda ispatlanmış olacak bu dqa değişik hayal güçlerini ortaya çıkaracak.. Bilimkurgu yazarları iş başına ... görüşmek üzere...

24 Eylül 2009 Perşembe

Güneş sistemi Gezegenlere bakış 1

          Bilindiği üzere Güneş sistemimiz de SEKİZ resmi birde hayran kitlesi oluşan gezegenlikten çıkarılan Pluton cüce gecegeni var bu henüz tüm dünyada tam olarak bilinmese de plüton çapına ve değişik yörünge sistemine benzeyen BEŞ adet daha cüce gezegen ve ayrıca Mars ile Jüpiter gezegenleri arasında kalan astroidler bölgesinin yörünge sistemi dışında hemen hemen çok benzeyen bir astroidler kuşağı keşfedildi 50 bin ile 100 bin arası bir gökcismi bulunduğu varsayılan bu yeni kuşak ve diğer belirgin BEŞ adet cüce gezegenle aynı özellikler sahip olduğu ispatlanan Pluton bu gruba dahil edildi.


         Bu yeni kuşağa kuiper kuşağı Plutonun da dahil edildiği yeni gezegen grubuna ise KBO gezegenimsileri denmiştir. bir diğer deyişte kuiper uçurumudur ki bencebu deyiş daha doğrudur.


        kuiper kuşağı ispatlanmış olup kesin ispatlanmayı bekleyen Oort bulutunun ispatlanması durumunda bilinen tüm oluşum süreci değişecektir bu konu hakkındaki (değişmesikonu olan oluşum süreci evren ve yıldız sistemleri) kendi öngörülerimi daha sonraki yayınlarımda paylaşacağım...